6 Ocak 2013 Pazar

Türkiye Medyasında 2012'nin bilançosu (1)

Türkiye’nin 2012 medya bilançosu ve 2013’ten beklentiler, doğrudan doğruya, ülkedeki siyasi, ekonomik ve kültürel iklimden etkilendi, etkilenecek. Toplumda ne yaşanıyorsa, medya, küçük kırılmalarla, onu yansıtıyor. Ülkeye kim, nasıl yön vermek istiyorsa, elbette birçok aygıtın yanında medyaya da öyle yön veriyor. 
Medya ekonomisi konusunda yetkin isimlerden biri Mustafa Sönmez 4 Ocak'ta böyle yazıyordu Cumhuriyet'teki köşesinde. Yeni yılın ilk günlerinde geçen yılın bir bilançosunu çıkartmak iyi olacak.


TUTUKLU GAZETECİLER


2012 yılının en büyük sıkıntılarından biri çoğu kez es geçilen "tutuklu gazeteciler"in sayısının bu kez görmezden gelinemeyecek kadar çoğalmasıydı.



New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ-Comittee to Protect Journalists), 2012 yılına ilişkin cezaevinde bulunan gazetecilere ilişkin raporunda, dünyada hapiste bulunan gazeteci sayısının bu yıl rekor sayıya ulaştığını, 'Türkiye'nin gazeteci hapseden ülkeler arasında en kötüsü' olduğunu açıkladı.

Ekim ayında hazırladığı raporunda 61 gazetecinin tutuklu olduğunu ilan eden ve "ülke gazetecilerin hapsedildiği ve muhalefetin suç sayıldığı karanlık günlerden geçiyor" diyen Gazetecileri Koruma Komitesi, Aralık ayında sayıyı revize etti ve 49 olarak açıkladı.

CPJ raporunda şu görüşlere yer verildi: "Parmaklıklar ardında 49 gazeteciyle dünyanın gazeteci hapseden ülkeleri arasında en kötüsü olan Türkiye'de yetkililer onlarca Kürt muhabir ve editörü terörizmle ilgili suçlamalarla ve diğer bazı gazetecileri de hükümet karşıtı komplolara iştirak suçlamasıyla içeride tutuyor."

CPJ'nin Aralık 2012'de açıkladığı 49 tutuklu gazeteci rakamı meslek örgütlerine göre aslında çok daha yüksek. Örneğin Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Evrensel Gazetesi Muhabiri Sadiye Eser’in tutuklanmasıyla birlikte Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısının yeniden 72’ye yükseldiğini açıklıyordu.Soner Yalçın'ın 27 Aralık'taki tahliyesi ile birlikte sayının 1 azaldığını söylemek doğru olacak.

TARAF


Bu blogun sayfalarında Taraf gazetesi yazarlarından özellikle Aralık ayındaki istifalar nedeniyle bol bol söz ettik. [Ahmet Altan gitti Taraf'ın tirajı neden arttı? ve Taraf'ın tirajı artmaya devam ediyor başlıklı yazılar]

Ancak Taraf'ın 2012 karnesi çok daha kabarık: Örneğin gazetede çok ciddi bir kırılmaya neden olan 1 Mayıs tartışması. Herşey eski bir Aydınlıkçı olan Taraf yazarı Halil Berktay'ın Habertürk ekranlarından "1977 1 Mayıs katliamı devlet işi değil solun iç çatışmasıdır" iddiasında bulunmasıyla başladı. Berktay'ın başlattığı ve Taraf yönetiminin manşetlerde tam destek verdiği 1 Mayıs iddiaları gazetede depreme yol açtı, önce Ümit Kıvanç, ardından TBKP'nin genel sekreteri Nabi Yağcı, gazetelerinden istifa ettiler. Bazı Taraf yazarları ise gazetelerine bu tartışma yüzünden sert eleştiri okları yöneltti. 

Taraf'ta geçen yıl yaşanan bir diğer önemli olay da gazetenin yazarlarından Orhan Miroğlu'nun Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ı hükümete yönelik eleştirileri yüzünden oldukça sert bir şekilde eleştirip [Ahmet Altan’ın son zamanlarda yazdığı yazılar iyi niyetli eleştiri yazıları olarak görülebilecek cinsten yazılar değil. Bu yazılar, üzülerek söylüyorum, Ancak Aydınlık ve Cumhuriyet gazetesinde okuyabileceğimiz ve ancak o gazetelerin okurlarının hoşlanabileceği nitelikte yazılar.] ardından Yeni Akit gazetesinin desteği ile Taraf'ı PKK'ya destek vermekle suçlaması [Miroğlu, Taraf'ın tıpkı PKK'nın yayın organı ANF gibi çalıştığını ve dezanformasyon dolu yalan haberler yaptığını belirterek "Taraf PKK'nın operasyon gazetesi" dedi.] ise polemiğin doruk noktası oldu.  Miroğlu bununla da yetinmedi, katıldığı televizyon programlarında Ahmet Altan'ı yazılarını sansürlemekle suçladı. Miroğlu'nun hikayesi burada bitmedi. Taraf'tan ayrıldıktan sonra Star gazetesi ile görüştü ve Aralık ayında gazetede yazmaya başladı.

MİLLİYET


3 Şubat günü ortaklar arasındaki anlaşmazlığı uzlaşma ile sonuçlandıran ve Milliyet ile Vatan gazetelerini resmen devralan Demirören Grubu, Milliyet’teki çapakları temizlemek için önce  yayın yönetmenini değiştirdi. "TRT'de Fehmi Koru ile birlikte program yapan Derya Sazak" ekim ayı başında Genel Yayın Yönetmeni oldu. Sazak bir yandan yazarların ve yazıişlerinden bir kısım isimlerle yollarını ayırırken kalanlara ise bir dizi gözdağı verdi.

Yılın son günlerinde yazarlara gönderdiği bir uyarı ile Gerek adınıza yaptığınız gerekse konuk olarak katıldığınız programların gazetemizin yayın politikalarıyla örtüşme gereğini hatırlatırkendiyerek "aba altından sopa göstermeyi" ihmal etmedi.

---DEVAM EDECEK---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder