30 Aralık 2012 Pazar

Ahmet Altan gitti Taraf'ın tirajı neden arttı?


Önce bundan 20 yıl öncesine gidelim ve Cumhuriyet gazetesinin başına gelenlere bakalım. Sonra da Taraf gazetesindeki istifa depremine...

CUMHURİYET'TE NELER OLDU?

Nadir Nadi'nin ölümünden sonra 1991 yılında Cumhuriyet'te yaşanan kriz Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal ile İlhan Selçuk çizgisinin kavgasından başka bir şey değildi aslında.

Ankara Temsilciliğinden sonra genel yayın yönetmenliğini Nadir Nadi'den neredeyse zorla alan ve bu görevini 11 yıl sürdüren Hasan Cemal yazı işlerinde Okay Gönensin ile birlikte kendi ekibini oluşturmuş, patronajdan annesinin hisselerini de denetleyen Emine Uşaklıgil'den de destek görmeye başlamış, ancak yazarların neredeyse tamamı İlhan Selçuk'un çevresinde örgütlenmişlerdi.


Taraflar DYP ve SHP'nin ANAP'ı yendiği seçimlerin ardından merkez sağın koalisyon kurmasını isteyen Osman Ulagay'ın  haftada kaç gün yazı yazacağı meselesi yüzünden son kez karşı karşıya geldiler. Çünkü İlhan Selçuk ve pek çok yazar SHP'nin koalisyona katılmasını istiyorlardı. Hatta Uğur Mumcu, daha sonra yakın arkadaşı Emin Çölaşan'ın açıklayacağı gibi SHP ile DYP'nin koalisyon kurması için el birliği ile çalışıyorlar, evlerinde toplantılar düzenliyorlardı.

YAZARLAR TOPLUCA İSTİFA ETTİ

İpler koptu ve İlhan Selçuk ekibi sermayedarların desteğini yitirince gazetelerinden istifa ettiler. Muhabirinden yazarına toplam 80 kişi istifa etmişti. Hatta Nadir Nadi'nin eşi Berrin Hanım da imtiyaz sahibi olduğu gazetenin yönetiminden istifa etti.

Bir süre işsiz kalındı, bazı yazarlar ve editörler kendilerine bir süre sonra iş buldular. Ali Sirmen ve Uğur Mumcu örneğin Milliyet'e transfer oldu.

Emeklilik hakkı gelmiş bazı elemanlar zaten ekonomik durumu zorda olan gazetelerine 212 sayılı yasaya dayanarak tazminat davası açtı ve bugün pek de kimsenin hatırlamadığı olaylar yaşandı. Mesela uzun yıllardır gazetede işçi dünyası sayfasını hazırlayan bir kadın yazar gazetenin telefon santralına mahkeme kanalıyla haciz koydurttu.

CUMHURİYET OKUMUYORUM ÇÜNKÜ CUMHURİYET OKURUYUM 

Medya günlerce bu konuyu yazıp çizdi, siyasiler Türkiye'nin en köklü gazetesinde yaşananlar ile ilgili açıklamalar yaptılar.

Okur ise ikiye bölündü. Bir kısmı günde iki Cumhuriyet alırken, bir kısmı ise Aziz Nesin'in önerdiği bir kampanyaya destek verdi: "Cumhuriyet okumuyorum çünkü Cumhuriyet okuruyum" diyerek gazete almaktan vazgeçtiler.


Gazete ise bir yandan yenileşme atılımları yaparken, diğer yandan yeni yazarlara sayfalarını açtı, ancak kriz çıkmadan önce kredi ile alınan matbaa makinelerinin ödemeleri, düşen tirajlar yüzünden zamanında yatırılamayınca Emine Uşaklıgil'in çabalarına rağmen gazete konkordoto ilan etti.


Hasan Cemal "batan gemisini en son kaptan terkeder" ilkesinin tam aksine ilk giden oldu.  Sabah'ın transfer teklifini kabul etti ve gazeteyi bıraktı.

Sermayedarlar İlhan Selçuk'u geri çağırana kadar ise gazeteyi yönetmek Okay Gönensin'e kaldı. İlhan Selçuk ve arkadaşları gazeteye geri geldiğinde kendileri istifa ettiklerinde gazetede kalanları kovdu.

Cumhuriyet bu olaydan sonra deyim yerindeyse bir daha belini doğrultamadı. Yazarların bir kısmı farklı gazetelere dağıldı. Gazete muhabir, editör, fotomuhabirleri iş buldukları gazetelerde kaldı. Herkesin zihninde Cumhuriyet eski günlerin büyük, önemli, ses getiren haberlere imza atan gazetesi olarak kaldı.

TARAF'TAKİ İSTİFALARDAN SONRA...

Tüm bunlar, Taraf gazetesinde Ahmet Altan, Neşe Düzel, Yasemin Çongar gibi isimlerin istifası ile yeniden aklıma geldi.

Tek tek bakıldığında istifalar ve hatta istifaların gerekçeleri önemli değil belki de. Taraf yayın hayatını sürdürebilecek mi sorusu çok daha önemli.

Taraf misyon gazetesi miydi? Misyon bitince Taraf da mı bitti? Bunlar da doğru sorular değil aslında. [Haluk Şahin o soruların neden doğru sorular olmadığını; doğru sorunun ne olması gerektiğini CNN Türk ekranlarından  ve yazdığı blogdan anlattı. Merak eden oraya bakabilir.]

Altan ve Çongar'ın istifasıyla büyük bir deprem yaşayan Taraf'ın tirajı geçen hafta beklenmedik bir artış gösterdi. Perşembe gününden itibaren artan gazetenin tirajı pazar günü zirve yaparak 71 bine ulaştı. Gazete 17.12.2012 – 23.12.2012 haftası günlük ortalama 60.698 satarak önceki haftaya göre 8.890 adet fazla sattı. 

Peki bu ne anlama geliyor?

Taraf'ta bir zamanlar Cumhuriyet'te olduğu gibi bir siyasi çatışma yoktu. Ancak istifaların ardından kalanları desteklemek Taraf'ın çizgisini savunan insanların gazetelerinin yaşamasını istedikleri anlamına geliyor olabilir.

Ya da belki de okura göre Ahmet Altan filan önemli değil. Taraf'ta Altan, Çongar, Düzel gibi isimlerin ayrılması da bir şey ifade etmiyor. Futbol takımı tutar gibi gazete okuyan bir toplumuz ve kolay kolay gazetemizdeki değişime tepki gösteremiyoruz.

İkisi de mümkün, ikisi de olabilir. İlerleyen günlerde Taraf'ın satışına biraz daha yakından bakıp nedenin ne olabileceğini bir kez daha yorumlamaya çalışacağım.



1 yorum:

  1. Taraf gazetesinin Roboski konusunda attığı son manşet (affetmeye hazırız) ve aslında daha ilginci, kendi çalışanlarının bile maaşlarını düzgün ödeyemediği iddia edilen bir gazetenin devletin bürokratlarına marka gömlekler hediye etmesi (birincil kaynaktan duydum bunu, gömleği gönderen değil ama gömleği kabul etmeyen bürokrattan) bize Taraf gazetesi hakkında ne söyler?

    YanıtlaSil