31 Aralık 2012 Pazartesi

Bu satırları Nasuhi Güngör yazmış olabilir mi?

TRT Türk'te genel yayın yönetmeni Ümit Sezgin'in ayrılığının ardından boşalan koltuğa, Star gazetesi yazarı Nasuhi Güngör oturmak üzere. Kendisi mesela Twitter'da "henüz olan bir şey yok" diyerek reddiyor ama TRT'nin içinden kaynaklar daha önce Milli Gazete, Yeni Şafak ve son olarak da Star gazetesinde muhabirlik, editörlük, temsilcilik ve yazarlık gibi görevler üstlenen Nasuhi Güngör ile TRT Genel Müdürü'nün el sıkışıp anlaştığını söylüyor. 



Güngör'ün CV'sine baktığımızda Susurluk döneminin ilginç ve karanlık cinayetlerinden biri olan Nesim Malki cinayetinin peşine düştüğü ve başarılı bir soruşturmacı gazetecilik örneği olan “İpin Ucundakiler” ve AK Parti'nin kuruluşunu incelediği “Yenilikçi Hareket” isimli kitaplarını görüyoruz.

Bu yazıda ilgileneceğimiz kitap Güngör'ün "Yenilikçi Hareket" isimli çalışması. Zira bu kitap ile Güngör'ün bugün geldiği çizgi arasında çok büyük fark var.

30 Aralık 2012 Pazar

Ahmet Altan gitti Taraf'ın tirajı neden arttı?


Önce bundan 20 yıl öncesine gidelim ve Cumhuriyet gazetesinin başına gelenlere bakalım. Sonra da Taraf gazetesindeki istifa depremine...

CUMHURİYET'TE NELER OLDU?

Nadir Nadi'nin ölümünden sonra 1991 yılında Cumhuriyet'te yaşanan kriz Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal ile İlhan Selçuk çizgisinin kavgasından başka bir şey değildi aslında.

Ankara Temsilciliğinden sonra genel yayın yönetmenliğini Nadir Nadi'den neredeyse zorla alan ve bu görevini 11 yıl sürdüren Hasan Cemal yazı işlerinde Okay Gönensin ile birlikte kendi ekibini oluşturmuş, patronajdan annesinin hisselerini de denetleyen Emine Uşaklıgil'den de destek görmeye başlamış, ancak yazarların neredeyse tamamı İlhan Selçuk'un çevresinde örgütlenmişlerdi.


Taraflar DYP ve SHP'nin ANAP'ı yendiği seçimlerin ardından merkez sağın koalisyon kurmasını isteyen Osman Ulagay'ın  haftada kaç gün yazı yazacağı meselesi yüzünden son kez karşı karşıya geldiler. Çünkü İlhan Selçuk ve pek çok yazar SHP'nin koalisyona katılmasını istiyorlardı. Hatta Uğur Mumcu, daha sonra yakın arkadaşı Emin Çölaşan'ın açıklayacağı gibi SHP ile DYP'nin koalisyon kurması için el birliği ile çalışıyorlar, evlerinde toplantılar düzenliyorlardı.

YAZARLAR TOPLUCA İSTİFA ETTİ

28 Aralık 2012 Cuma

Odatv davası nedir?

Soner Yalçın, 682 gün sonra dün mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Davanın bir sonraki duruşması ise 21 Mart 2013'e ertelendi.

Peki Odatv davası neydi?

Birinci yılında Uludere/Roboski faciası ve medya

Önce küçücük bir meseleyi yazayım...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili 15 Aralık'ta yaptığı son açıklamada,  "Oranın adı Uludere. Roboski ne demek?" dedi. 

Halbuki 2009 yılında Cumhurbaşkanı Gül Bitlis gezisi sırasında Güroymak ilçesinden Kürtçesi ile Norşin diye söz edince sanmıştık ki ismi zorla Türkçeleştirilen yerlerden resmen olmasa bile artık gerçek isimleri ile söz edebilecektik. 

Hatta Başbakan Erdoğan baba ocağı Rize'nin Güneysu ilçesinde kendisi yöneltilen eleştirleri ''Cumhurbaşkanımızı, Bitlis'te Güroymak İlçesi'yle alakalı 'Norşin' dedi diye eleştirdiler. Aç o zaman Atatürk'ün Nutuk kitabını o kitabın içinde Norşin sakinlerine nasıl hitap ettiğini gör. 'Norşin' diyor, 'Norşin halkı' diyor'' şeklinde yanıtlamıştı.

Ama ne olduysa oldu Şırnak ilinin Qılaban (Uludere) ilçesinin Roboski (Ortasu) köyünün adını Kürtçesiyle diye kullanmak mümkün olmuyor bir türlü...

*  *  *

Gelelim 1. yılının dolduğu gün medyanın Uludere/Roboski'de olanları geçen yıl nasıl gördüğüne:

Bombardıman
saat 21:37 ile 22:24 arasında meydana gelmişti. Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da özellikle BDP'li yöneticilerin hesaplarından duyurduğu ve 30'dan fazla ölünün olduğunu söylediği mesajları medyanın olayı haberleştirmemesine gösterilen tepki eklenmişti. 

26 Aralık 2012 Çarşamba

Babahan Darbeler Komisyonunda nasıl günah çıkarttı?

Babahan'ın medyatik incilerine değinince, bunları da hatırlamadan olmaz...

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, PKK terör örgütü üyesi Şemdin Sakık'ın, Mehmet Ali Birand ve Cengiz Candar'ın isminin de geçtiği ''Sahte ifadesi'' ile ilgili haberi manşet yapan Ergun Babahan'ı 19 Ekim'de görüşlerine başvurmak için çağırmıştı. 

Sabah Gazetesi eski Genel Yayın yönetmeni Zafer Mutlu komisyonda, ''Şemdin Sakık ifade vermiş. Birand ve Çandar'a para verildiğini söylüyor. İkisi de o dönemde bizde çalışıyordu. Deli saçmasıydı. Ertuğrul Özkök'ü aradım. 'Allah aşkına girme' dedim Sonra benim yerime Ergun Babahan'ı (Dönemin Sabah Gazetesi yöneticisi) aramış, "Uğur Dündar'a da gitti o veriyor" demiş. Akşam bangır bangır haber sunuldu'' demişti.

25 ve 26 Nisan 1998 günü Sabah ve Hürriyet Gazetelerinde ''Korkunç ifşaat-Dehşet itiraflar'' başlığı ile ifadesi yayınlanmış ve gazetede şunlar yazılmıştı:

Ergun Babahan'dan medyatik inciler

O dönemde sık sık medya savaşları patlak veriyordu ve taraflar birbirleri hakkında çok ağır suçlamalara yer veriyorlardı. İstanbul Bilgesi Aydın Boysan şöyle demişti; “Bunların birbirleri hakkında söyledikleri her şeye inanın, kendileri hakkında söyledikleri hiçbir şeye inanmayın.”  [Haluk Şahin (2012) Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden...]
  
Ergun Babahan, AK Parti iktidara geldikten sonra, yazdıklarıyla kendini ispatlamak için uğraşan yazarlardan biriydi. Sabah gazetesindeki yöneticiliği sona erdikten sonra Star gazetesinde yazmaya başladı. Ardından da Gülen Cemaati'nin İngilizce gazetesi Today's Zaman'da...

Yazdığı yazılardaki imalar nedeniyle Star gazetesinin MHP'li bir grup tarafından basılmasına neden olan Babahan, Mayıs ayında Fenerbahçe-Galatasaray maçının hemen ardından attığı "Bu kupa Amerika'ya girsin" Tweet'i yüzünden köşelerinden oldu.

Her ne kadar "o kelimeyi ben yanlış yazdım" diye özür dilese de, hatta Fethullah Gülen'in “Kat’iyen kırgın değilim. Sizin incinip üzülmenizi de istemem. Sizi medyada yazılıp çizilen şeylerle değil beraber çay içtiğimiz ve iyi dilekler teatisinde bulunduğumuz bir arkadaş olarak hatırlayacağım” cümleleriyle son bulan bir mektup yazsa da Babahan köşelerine geri dönemedi.

"Canan Barlas yanlış yapsa bile haber yapmayın"

Gazeteci Canan Barlas 28 Şubat sürecinde medyadan uzaklaştı. Şimdi A Haber'de bir program hazırlıyor, bir yandan da oğlunun internet sitesi HaberX'de köşe yazıyor.

Barlas, program yaptığı A Haber kanalına oğlunun internet sitesinde saydırdı. A Haber yönetiminin hazırladığı programın tanıtımını yapmaması üzerine Barlas yazısında kanal yönetimini "darbecilik" ile itham etti.

CANAN BU YANLIŞI YAPSA BİLE SİZ HABER YAPMAYIN

Peki bu habere ne oldu? Eşi Mehmet Barlas, bu haberi yayınlayan internet sitesini arayıp, "rica" etti, "Canan bu yanlışı yapsa bile sizin vermemeniz lazım" diyerek haberi yayından kaldırttı...

21 Aralık 2012 Cuma

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu



 
Raporun tam adı şöyle: Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu.

Meclis Başkanlığına teslim edilme tarihi ise Kasım 2012.

Medya mensuplarını çağırıp uzun görüşmeler de yapan komisyonun raporu medya ile ilişkiler açısından da önemli...  


RAPORUN TAM METNİNİ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ.