Gazetelerin ilan ettikleri deklarasyon ile internet medyasının kendi haberlerini kullanmasına yasak getirmesi bir süredir tartışılıyor. Genel kanı bunun hiç bir işe yaramayacağı, yazılı basının ölmeye mahkum olduğu, ölümü geciktirmek için böyle yollara başvurduğu yönünde.
Peki tamamen ticari işletmeler olan (ve aslında bizlerin haber alma özgürlüğümüz gibi liberal fikirler ile değil ticari ilişkiler kapsamında işleyen) yazılı basının öleceği iddiası ne kadar doğru?
Unutmamak gerekiyor Televizyon yaygınlaşırken de benzer bir iddia vardı: "gazeteler ölecek". Son 50 yıldır tekrarlanıyor bu iddia, henüz ölen yok. Peki neden...
Tabii ki olayın bir ekonomik boyutu var.
PASTANIN BÜYÜK DİLİMİNİ KONVANSİYONEL MEDYA YİYOR
Konvansiyonel medya (daha uygun bir terim yok ne yazık ki, ama savaşın dilinin hakim olduğu geleneksel medya için bu terim çok da aykırı kaçmıyor) reklam dünyası ile içiçe. Pastanın büyük dilimini onlar alıyor yani.
2012 rakamları henüz ilan edilmedi, 2011'e bakıp yorum yapalım bir parça (Yavuz Semerci'nin Gazeteport'taki ve Habertürk'teki köşesinden) :
Televizyon için spesifik rakamlar da var mesela Semerci'nin yazısında:
Peki tamamen ticari işletmeler olan (ve aslında bizlerin haber alma özgürlüğümüz gibi liberal fikirler ile değil ticari ilişkiler kapsamında işleyen) yazılı basının öleceği iddiası ne kadar doğru?
Unutmamak gerekiyor Televizyon yaygınlaşırken de benzer bir iddia vardı: "gazeteler ölecek". Son 50 yıldır tekrarlanıyor bu iddia, henüz ölen yok. Peki neden...
Tabii ki olayın bir ekonomik boyutu var.
PASTANIN BÜYÜK DİLİMİNİ KONVANSİYONEL MEDYA YİYOR
Konvansiyonel medya (daha uygun bir terim yok ne yazık ki, ama savaşın dilinin hakim olduğu geleneksel medya için bu terim çok da aykırı kaçmıyor) reklam dünyası ile içiçe. Pastanın büyük dilimini onlar alıyor yani.
2012 rakamları henüz ilan edilmedi, 2011'e bakıp yorum yapalım bir parça (Yavuz Semerci'nin Gazeteport'taki ve Habertürk'teki köşesinden) :
1) Türk reklam pastasının toplam büyüklüğü (yaklaşık) 2011 yılında 3 milyar 800 milyon TL civarında gerçekleşti. Bir önceki yıla göre neredeyse yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme var.
2) Son 5 yıldır gazete ve radyoların toplam reklam pastasından aldıkları paydaki erime geçen yıl da devam etti. Televizyon kuruluşları (sponsor gelirleri hariç, barterlar dahil) toplam (yaklaşık) 2 milyar 200 milyon TL reklam faturası kestiler. Gazeteler ise 880 milyon TL gelir elde etti.
3) İsteyen toplam reklam gelirlerinden çarpıp çıkararak bulabileceği için sadece oranları vereyim. Reklam harcamalarının mecralara dağılımı şöyle.
Televizyonun payı yüzde 58.
Gazetelerin payı yüzde 22.
Açıkhava reklamcılığının payı yüzde 7.
Dijitalin (internet) payı yüzde 7.
Radyonun payı: 2.8.
Dergi ve sinemayı da diğerleri olarak düşünün.
Televizyon için spesifik rakamlar da var mesela Semerci'nin yazısında:
2 milyar 200 milyon (sponsorluk hariç, barter dahil) reklam gelirinin yüzde 26’sını yani 540 milyon TL’sini Kanal D alıyor. Yüzde 16’sı olan 350 milyon lirasını ise atv almış. Listenin diğerleri ise yüzde oranlarıyla aldıkları pay şöyle sıralanıyor: Show TV, yüzde 15.5 ile 320 milyon dolar. Star TV, yüzde 9 ile 190 milyon TL. Fox TV, yüzde 8 ile 170 milyon TL. NTV, yüzde 3.5 ile 75 milyon TL…Reklamcılar Derneği'nin 2012'nin ilk 6 ayı için verdiği sayıları da benzer:
“İlk yarıda piyasalarda görülen durgunluğun reklam sektörüne de yansımaları olduğu ve son yıllarda görülen hızlı büyümenin yavaşladığı görüldü. İkinci yarıda büyümenin artacağı ve yıl sonu itibarıyla toplamda yüzde 8’lik bir büyüme yaşanacağı öngörülüyor.
Yatırımların yüzde 56.74’ünü televizyon, yüzde 23.95’ini basın, yüzde 6.78’ini açıkhava, yüzde 8,65’ini dijital, yüzde 2.70’ini radyo, yüzde 1.18’ini sinema reklamları oluşturdu."
Peki bu sayıları nasıl yorumlayalım. Konuyu tartıştığımız bir arkadaşım "Bütün gereken reklam verenlerin "kral çıplak" demesi" yorumunu yapıyor. Ama rakamlara baktığımızda birinin çıkıp "kral çıplak" dediğini kimse duymayabilir.
Hatta "duymayabilir" değil, "duymaz" / "duymuyor".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder