25 Kasım 2014 Salı

'Gazetecilik faaliyetlerinde kovulmadılar'

Star Medya Grubu ve Kanal 24 ile Akşam ve Güneş gazetelerini elinde bulunduran işadamı Ethem Sancak, yayın yönetmenlerini görevden aldı.

Mustafa Karaalioğlu, Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ve Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan'ın grupla herhangi bir ilişkisinin kalmadığı belirtildi.

PATRON İLE KARAALİOĞLU ARASINDA HORTUMLAMA KAVGASI

Star'da patron Ethem Sancak ve CEO Mustafa Karaalioğlu arasında 2 milyon liralık 'hortumlama' kavgası çıkmıştı. Buna göre gazetenin promosyon için kamu bankalarından çektiği kredinin 2 milyon lirasının Karaalioğlu'nun ekibi tarafından iç edildiği iddia ediliyordu.

İddiaya göre olayın ortaya çıkması Sancak ile Karaalioğlu'nun arasını açtı. Taraflar arasında o günden bu yana soğuk rüzgarlar esiyordu.

AKŞAM SAATLERİNDE TEBLİĞ EDİLDİ

Star Medya Grubu CEO'su Mustafa Karaalioğlu, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ile Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan'ın görevlerine son verildiği kararı kendilerine akşam saatlerinde tebliğ edildi.

TWITTER'DA KİM NE DEDİ?

DenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDenemeDeneme
Deneme

7 Kasım 2014 Cuma

'Taksim karıştı!' mı karışmadı mı? Ya da ideolojik atgözlüklü gazetecilik...

Taksim karıştı!

Bir grup öğrenci Cebeci Kampüsünde toplanandıktan sonra "Üniversitemize, geleceğimize sahip çıkalım" yazılı pankartlar ile Cemal Gürsel Caddesi'ni trafiğe kapatıp Kızılay istikametine yürümeye gitti. Polis grubu Kurtuluş Kavşağında durdurdu.
Uyarılara rağmen grup dağılmak istemeyince polis tazyikli su ile müdahale etmek zorunda kaldı. Grup daha sonrasında dağıldı.

TAKSİM'DE YÖK KARŞITI EYLEM

100 kişilik bir grup Taksim Tünel Meydanı’nda toplanarak "Özgürlük ve yaşam için örgütleniyoruz; müşteri değil öğrenciyiz" yazılı pankartlar ile İstiklal Caddesi'nde yürüyüşe geçti. Galatasaray Meydanı’nda grup adına açıklama yapan Nurbanu Güner, "Üniversitelerde sayısız lüks mekan varken, ne yeterli sayıda yurt var ne de öğrencilerin ihtiyaçlarını giderebileceği uygun mekan var. Okulların dört bir yanı inşaat halinde ve bu inşaatlar YÖK eliyle taşeron firmalara verilmektedir. Taşeron, Soma katliamında ve diğer her yerde olduğu gibi, üniversitelerde de işçileri öldürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında Ordu Üniversitesi’nde 2, İTÜ’de 1 işçi iş cinayetlerine kurban gitmişti. YÖK, üniversiteleri piyasaya açtıkça, üniversitelerdeki sömürü kat be kat artmaktadır" ifadelerine yer verdi. Ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı. 

Yukarıdaki haber "Yeni Türkiye" söylemi ile birlikte yenilenen ama ne yenisi, bildiğin en eski kalıplarla, gazetecilik görünümü altında ideolojik atgözlüğü ile gazetecilik yapmayı sürdüren Türkiye gazetesinden bir haber

Malum 6 Kasım, YÖK'ün kuruluş yıldönümü olarak devlet katında eğitim bürokrasisi tarafından kutlanılmıyor. Ancak öğrenciler her 6 Kasım'da eylemliklerin en güzeliyle sahneye çıkıyorlar. Dünya Yerinden Oynar, YÖK'ten Adam Çıksa diye bağırılırdı bizim zamanımızda '6 Kasım'larda. Herhalde yine güzel sloganlar atıyorlardır öğrenciler kendilerini sarmalayan en görünür zinciri, YÖK'ü parçalama isteğiyle. 

Peki Türkiye gazetesinin, yukarıdaki haberine... 
Gazete, haber filan gibi kelimleri kullandığıma bakmayın... Sırf adet yerini bulsun diye. Çünkü görünen o ki ne Türkiye bir gazete, ne yazdıkları haber, ne de çalışanları gazeteci. Tamam biliyorum basın devletin ideolojik aygıtıdır elbette. "Egemen düşünceler egemenlerin düşünceleridir..." tamam onu da biliyorum. Ama hiç olmazsa oyunu kuralına göre oynayan, mesleğin kendisini ambalajlamak için sarıp sarmaladığı etik, ahlak, vs. gibi ilkelere uyuyormuş gibi görünen bir şey yapılsın. Büyük büyük konuşmalar yapanların arkasında "uluslararası kuralları var bu işin" diye ahkam kesenler boşa çıkmasın hiç olmazsa. 

Gelelim şu yukarıdaki haber görünümlü yalana...  Parça parça analiz edelim:

Başlık ne? Taksim karıştı!
Yer Neresi: Taksim, İstanbul.
Ne olmuş: Karışmış! (ünleme dikkat)
Ne zaman: Belli değil geniş zaman kipi kullanılmış...
Nasıl: O da belli değil (en azından başlıkta) 

Ne olmuş, nasıl olmuş haberden okuyalım diye bakıyoruz metne: "100 kişilik bir grup Taksim Tünel Meydanı’nda toplanarak "Özgürlük ve yaşam için örgütleniyoruz; müşteri değil öğrenciyiz" yazılı pankartlar ile İstiklal Caddesi'nde yürüyüşe geçti. Galatasaray Meydanı’nda grup adına açıklama yapan Nurbanu Güner, "Üniversitelerde sayısız lüks mekan varken, ne yeterli sayıda yurt var ne de öğrencilerin ihtiyaçlarını giderebileceği uygun mekan var. Okulların dört bir yanı inşaat halinde ve bu inşaatlar YÖK eliyle taşeron firmalara verilmektedir. Taşeron, Soma katliamında ve diğer her yerde olduğu gibi, üniversitelerde de işçileri öldürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında Ordu Üniversitesi’nde 2, İTÜ’de 1 işçi iş cinayetlerine kurban gitmişti. YÖK, üniversiteleri piyasaya açtıkça, üniversitelerdeki sömürü kat be kat artmaktadır" ifadelerine yer verdi. Ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.

Burada en önemli bölüm haberin son cümlesi bence: "GRUP OLAYSIZ BİR ŞEKİLDE DAĞILDI."
E hani Taksim karışmıştı? Öğrenciler gelmişler, sloganlarını atmış, açıklamalarını yapmış ve dağılmışlar. 
Burada  karışan Türkiye gazetesinin muhabiri, editörü, vs.nin aklı da değil. Onlar bizim zihnimizi karıştırmak, bulandırmak istiyorlar sadece... Öğrenciler geldi, ortalık karıştı... Bir şey olmamış olmasının da hiç önemi yok.  İdeolojik atgözlükleri bir olay olmasa bile Taksim Karıştı! diye başlık atabilir habere... Çünkü öğrenciler var, Kürtler var, YÖK ve dolayısıyla hükümet protestosu var.
Hani "Reis"in  kızdığı zaman söylediği bir şey vardı ya: "Batsın sizin gazeteciliğiniz..."
Onu "Batsın sizin Yeni Türkiye gazeteciliğiniz" diye revize etmemiz lazım bence...