29 Ocak 2013 Salı

Gazetecilerin ne kadarı sendikalı?

•Yeni sendikal istatistiklere göre sendikalaşma oranı yüzde 9.2. Tüm ücretliler dikkate alındığında sendikalaşma oranı yüzde 6’ya geriliyor.
•En düşük sendikalaşma oranları inşaat, sağlık ve sosyal hizmetler ile gazetecilik işkolunda. Gazetecilerin sendikalaşma oranı yüzde 3.6.
•Toplam 92 sendikadan 49’u yüzde 1’lik işkolu barajını aşamadı.Yeni sendikal istatistikler işkolu barajının sendikal haklar için ciddi bir tehdit olduğunu bir kez daha ortaya koydu. 12 Eylül sonrasında bile bu kadar çok sendika işkolu barajının altında kalmamıştı.

6356 sayılı yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereğince Ocak 2013 sendikal işkolu istatistikleri açıklandı. T24.com.tr adresindeki köşesinde, 26 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tebliğini paylaşan Aziz Çelik, toplam işçi sayısının 10 milyon 882 bin, sendikalı işçi sayısının ise  1 milyon 2 bin  olduğunu yazdı. Bu rakamlara göre sendikalaşma oranı % 9,2.
Çelik yazısında istatistiklerin en son 2009 yılında açıklandığını, buna göre toplam işçi sayısının 5.4 milyon, sendikalı işçi sayısının ise  3.2 milyon olduğunu, sendikalaşma oranının ise % 60'a ulaştığını yazdı.

İşte işkollarına göre sendiklaşma oranları:


Bildiğimiz kadarıyla Anadolu Ajansı dışında sendikanın örgütlü olduğu bir basın yayın kuruluşu yok. Orada da TGS ve AK Parti hükümetinin desteği ile kurulan Medya-İş Sendikası arasında ciddi bir çekişme yaşanıyor.

Sendikalar Yasası'nın değişmesi ile daha önce yalnızca matbaa çalışanlarının örgütlenebildiği DİSK'in kurucu sendikalarından Basın-İş de  kapıları tüm gazetecilere ve gazete çalışanlarına açmış ve bu ay içinde yaptıkları bir çağrı ile gazetecileri örgütlenmeye çağırmışlardı.

Şöyle diyorlardı çağrılarında:

Basın sektöründe çalışan herkes bilir ki; işyerlerinde yaşanan sorunlar neredeyse 'doğası gereği' kabul edilip, kanıksanmıştır. Fazla mesailer ödenmez. "Servis, yemek, kreş" gibi sosyal haklar yazılı olarak var ama yoktur. Sigorta primleri, maaş tutarınca yatırılmaz, belli bir miktarın üzeri elden ödenir. Bu durum, emeklilik maaşının azalması anlamına gelir. Sigortasız da olsa meslekte yıllarca çalışılır, hasbelkader sigorta olunduğunda ise, sigortasız çalışılan dönemin hakkı sorulmaz. "Meslek gereği, durum böyledir." Sektörde çalışan kadınlar, hamilelik sürecinin zamanını, çalıştığı işyerinin isteğine bağlı olarak ayarlamak zorundadır. Çalışanlar, iş akdinin feshedildiğini, servis kendisini almaya gelmediğinde ya da kartı kapıyı açmadığında fark eder. Ya da insan kaynakları, gün sonunu bekleyip iş akdinin sonlandırıldığını söylediğinde, çalışana sadece 'yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla' yazmak kalır. Eşit işlere asla eşit ücret ödenmez.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi artık işyerlerinde siyasi görüşlerin muhalifliği de işten atılma sebepleri arasında. Gazetecilerin mesleğini yaparken yazdıkları nedeniyle tutuklanmaları, yıllarca cezaevlerinde yatmaları ve buna ses çıkaranların da "gazeteci değilmiş gibi" gösterilmeleri de cabası.
Tüm gazetecilere çağrımızdır. Bu sorunlar ve benzerlerine, 'mesleğin doğasında var' dememek için, artık sesimizi duyurabilmek için, matbaa işçileri ile birlikte artık daha güçlü örgütlenebilmek ve toplu iş sözleşmelerine imza atabilmek için, işsizliği, sosyal hakların bir bir azalmasını kanıksamamak için, hepinizi DİSK çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz.
Gelin hep birlikte kendi kaderimizi kendi ellerimize alalım, haklarımıza, işimize, mesleğimize sahip çıkalım.
Gelin, hep birlikte sorunlarımızın çözümü için basın emekçilerinin söz ve karar sahibi olduğu bir sendikayı birlikte büyütelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder