3 Ocak 2013 Perşembe

Necip Fazıl, Adnan Menderes, mektuplar ve Örtülü Ödenek

Habertürk'ün dün ortaya çıkardığı, Necip Fazıl'ın dönemin Başbakan'ı Adnan Menderes'e yazdığı, para için "yalvaran" mektupları, aslında iyi bilinen bir dönemi tekrar gündeme getirdi.

İyi bilinen diyorum, çünkü Habertürk'ün açıkladığı mektuplar 27 Mayıs'tan sonra Demokrat Parti ve Menderes'in yargılandığı Örtülü Ödenek Davası'nın kayıtlarından alınmış durumda. O dava hem Rasih Nuri İleri'nin Örtülü Ödenek isimli kitabında,  hem Tuncay Özkan'ın Parsadan Hikayesi isimli çalışmasında, hem de davanın taraflarından Celal Bayar'ın torunu Emine Gürsoy Naskali tarafından Yassıada Zabıtları -1 Örtülü Ödenek Davası başlıklı kitapta uzun uzun incelenmişti.


Uzun bir alıntı olacak ama Örtülü Ödenek Davası kayıtlarına kitabında yer veren Tuncay Özkan'dan bir alıntı ile Necip Fazıl'ın aldığı paralara biraz göz atalım:



Necip Fazıl, örtülü ödenekten para alan kişilerin niteliği konusunda ilginç bir örnek olmaktadır. Atatürk’e hakaretten, suikaste azmettirmekten dolayı cezaevinde yatarken bile Menderes’ten para almayı başaran bu ünlü şair ile ilgili tutanakları gelin birlikte okuyalım.“

(S.15.. Esas: 1960/21... 2/12/1957 diye başlanarak tekrar kararnameden okundu)
Başkan  - Bir dakika. Necip Fazıl Kısakürek’e 5000 lira diyor. Bu ne parası?
Sanık Adnan Menderes - Efendim, her iktidarın, her hükümetin gazetecilerle münasebeti aşikardır. Bir Tahsisatı Mesture“nin klasikleşmiş an“ane haline gelmiş bir sarf mevzuudur.Yalnız Kısakürek“e değil, birçok gazetelere ve mecmualara icap ettikçe yardım etmek tahsisatı mesturenin maksadı vaz’ına tamamıyla uygundur.
Başkan  - Pek sanmam.
(S. 91... Esas: 1960/21... 1 Aralık 1960 Perşembe... Şahit Necip Fazıl Kısakürek huzura alındı)
Başkan  - Adınız?
Şahit - Necip Fazıl Kısakürek.
Başkan  - Babanızın adı?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Fazıl.
Başkan  - Doğum tarihiniz?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - 1323
Başkan  - Ne iş yapıyorsunuz ?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Bir şey yapmıyorum.
Başkan  - Evvelce Büyük Doğu“yu çıkarıyordunuz, başka bir şey çıkarıyor musunuz ?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Hayır.
Başkan  - Yemin ettireceğim.
(Şahide yemin ettirildi.)
Başkan  - Örtülü ödenekten size muazzam yardım yapılmış. Gerçi ceste ceste almıştınız, fakat yekün olarak muazzam. Nasıl oldu hangi sebeple hizmete mukabil aldınız ?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Benim mevzuuma taalluk eden maddi ve manevi bütün faktörleri gösteren hususları not aldım. İzin verirseniz notlarıma bakayım gayet mücmel ve her şeyi belli edecek şekilde bir nottur.
Başkan  - Bakın.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Evet, ben örtülü ödenekten para aldım ve aldığımdan ziyade neden, ne yüzden aldığım mühimdir. Ben örtülü ödenekten methiyeci, kasideci, eski Roma cenazelerinde sahte ağlayıcıları gibi vicdan kiracısı olarak para almadım ve bunlardan hiçbirisini yapmadım. 1943’ten 1960’a kadar taştan taşa vurulan, zindandan zindana süründürülen mukaddesatçı, milliyetçi, Anadolucu, ahlakçı bir idealin himayesi yolunda para aldım ve bunu bir fikir hakkında ... tabii...
Başkan  - Bu notları yazmışsınız, okuyorsunuz, burada not olarak kelimesi kelimesine okuyamazsınız öyle olmaz. Ara sıra oraya bakarsınız. Keza A, B şeklinde yazmış olduğunuz yazılar çıktı, bu yazılar burada okundu.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Bunlar safha safhadır.
Başkan  - Bu yazılardan dolayı birçok çekler almışsınız. Yazı yazmak bu şekilde olmaz.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Benim 8 seneyi bulan, devre devre aldığım paralar vardır. Bu kemiyetten ziyade keyfiyet meselesidir. Bu yazıları niçin yazmış olduğumu söyleyeyim. Adnan Menderes’le ilk temasım 1951 senesinde İzmir’de verdiği bir beyanla başlar. Çünkü ben o zaman muhaliftim. Zatıaliniz bana bir dava dolayısıyla 15 dakikada beraat kararı verdiniz. Adaletin ulvi simasını ben o zaman sizde gördüm. Şimdi muayyen maksadı takip eden...
Başkan  - Malum beyanından bahsettiniz bu ne idi?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Bu İzmir“de Müslümanlara karşı olan beyanı idi. O zaman ümidimizin mihrakı olarak gözümüze Adnan Menderes’i getirdik.
Başkan  - Bundan da din istismarcılığı çıkıyor. Zaten hakkınızdaki iddialardan birisi de bu?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Samimi bir adam istismarcı olamaz. Samimi olan her şeye istismardır demek mümkündür. Malumu aliniz Adnan Bey o zaman kendisini bir ümit olarak gösterdi ve biz kendisinde böyle bir hedef gördük. İlk temasım 1952 senesinde oldu. Ankara“ya giderek evvela Tevfik İleri ile temas ettim.Tavassut  eden başta, ortada, sonda fikir arkadaşlığını kayıp ettiğim ve çok yakınlık hissettiğim Tevfik İleri’dir. Temas ettim ve 1952’de günlük “Büyük Doğu’yu“ kurdum. Bana edilen yardımlar üç safha arzeder. Biri 1952 başından sonuna kadar çıkan ilk Büyük Doğu Gazetesi devresi, 1956’daki günlük gazete devresi ve ondan sonra hiçbir organım olmadan 1959’a kadar bana verilen peşin paralar halindeki yardımlar...
Başkan  - Cem’an ne kadar oluyor tahminen?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - 140 bin lira civarında.
Başkan  - 147 bin lira yazıyor.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Olabilir, 1952’de bana Osmanlı Bankası vasıtasıyla 30 bin liralık bir kredi açtılar. Bu krediyi ben, alacağım resmi ilanlar ve temin edeceğim satış kârıyle ödeyecektim.
Başkan  - Sizden fazla alan gazeteci var mı, biliyor musunuz?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Onu bilmem muhterem reisim. Şunu bilirim ki, ilk Türk gazetecisi olan Takvimi Vekai’den bugüne kadar fikre müstenit bir tek gazete mevcut değildir ki, şu veya bu şekilde hükümetten yardım görmesin.
Başkan  - Üniversite gençliği ki, süt gibi tertemizdir. Onlar sizin yazış istikametinizi beğenmiyorlar, gerici buluyorlar, zaman zaman protesto etmişlerdir. Adnan Menderes’e de sordum, yazısı öyle bir hal alınca kestik, sonra yine geldi, müracaat etti, tekrar verdik dedi...
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Üniversite gençliğinin bana gerici diyen kısmı,  sesi fazla duyulan ve önde görünen kısmı, üniversite gençliğinden onbinlerce gencin benim idealime bağlı olduğunu fakat sesini yükseltemediğini yakınen bilenlerdenim. Adnan Menderes’in o sözüne gelince...
Başkan  - İdealiniz nedir; formüle edin?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - İdealimi arzedeyim. Garbın bütün müsbet bilgilerini rönesans anlayışı içinde almak ve şarkın ruhunu aynen muhafaza etmek, bu inanca sahip etmek, dinin paklığını ve saffetini, asaletin garbın büyük kafasında tekamül ettirmek ve bu ruha tatbik etmektir...
Başkan  - Başka bir diyeceğiniz var mı?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Adnan Menderes’in söylemiş olduğu sözü ne gibi faktörlerin tesiri altında söylediğini bilmiyorum. Yalnız şunu arzedeyim ki, kendileri şahsen beyanlarda bulunmuşlardır.İşte bu beyanların yakıcı ışığı altında söylenen bu laflardan bir haddı müstakim üzerinde hareket ederek, bu yazılarımı yazmışımdır.
Başkan  - Sanık Adnan Menderes bir diyeceğiniz var mı?
Sanık Adnan Menderes - Yok.
Başkan  - Sanık Ahmet Salih Korur, bir diyeceğiniz var mı?
Sanık Ahmet Salih Korur - Yok.
Başkan  - Sonra memleket yararına neşriyat yapan büyük gazetelerin kanaatı da memlekete bunun zararlı olduğu idi. Bunları da biliyorsunuz. Üniversite zararlı görüyor, büyük gazeteler zararlı görüyor.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Büyük gazete tiraj ifade eder....

(S.145... Esas: 1960/21... 05.12.1960 Pazartesi... Şahit Neslihan Kısakürek
huzura alındı.)
Başkan  - Adınız?
Şahit - Neslihan Kısakürek.
Başkan  - Babanızın adı?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Recai.
Başkan  - Kocanızın adı?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl.
Başkan  - Kaç doğumlusunuz?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - 1338
Başkan  - Bir iş yapıyor musunuz?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Hayır.
Başkan  - Sanıkları tanıyor musunuz?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Hayır efendim.
Başkan  - Yemin ettireceğim. (Şahit Neslihan Kısakürek’e yemin ettirildi)
Başkan  - Bu örtülü ödeneğin kanun dışı sarf edildiği iddia ediliyor ve bazı yerlere ve bazı şahıslara devlet hizmeti sayılmayacak mahiyette ödemeler yapıldığı da ayrıca iddia edilmektedir. Sizin de bu sahada bilgileriniz varmış, bu arada size de ödeme yapılmış, ne biliyorsanız söyleyin.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Ben örtülü ödenek ismini rahmetli Recep Perk’in yaptığı 100.000 liralık tekliften öğrenmiştim. Ondan sonra evimizde ne böyle bir isim ve ne de böyle bir mevzu geçti.
Başkan  - Fakat ondan sonra kocanıza 147.000 liralık ödeme yapılmış, size söylemedi mi? Söylemesi de icap eder.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Alakalı değildim efendim.
Başkan  - Hayır; 100 bin lirayı söyleyebiliyor da, onu neden söylemesin?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Evet, evde böyle bir mevzu geçti. Ondan sonra alış verişler için alakadar olmadım.
Başkan  - Size şahsen bir ödeme yapıldı mı?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Evet. 1957 senesinde kocam Necip Fazıl Kısakürek hapiste idi. Bir gün, Park Otel’den Hususi Kalem Müdürü Muzaffer Ersü bizzat evime gelerek bana bir zarf getirdi ve bana geçmiş olsun dedikten sonra, gitti. Bunun içinde üç bin lira para vardı.
Başkan  - Başka?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Bu kadar efendim.
Başkan  - Bu da işte örtülü ödenekten. Mesela siz bir kadınsınız.
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - Kocam hapishanede idi.
Başkan  - Başvekalet Hususi Kalem Müdürü verdiğine göre örtülü ödenekten evvelce alınmış olan 100.000 liranın, işittiğimiz kaynaktan gelmesi icap eder diye düşünmek ve oraya bağlamak lazımdır.
Şahit Neslihan Kasakürek - Hayır, kocamın durumunu nazarı itibare alarak gönderilmiştir, dedi.
Başkan  - Bir diyeceğiniz var mı bu ifadeye karşı? Şimdi kocası hapse girmeden de birçok ödemeler yapılmış, hapse girdikten sonra da yapılmış, bu nasıl oluyor? Bir kimseye fiilen hizmet ettiği zaman yardım yapılabilir. Cezaevine giriyor, şahsen yardım yapabilirsiniz, Sanık Adnan Menderes. Böyle devlet parasıyla cezaevindeki mahkuma yardım yapmak nasıl olur, fiilen hizmet etmiyor?
Sanık Adnan Menderes - Bu ödemelerin hapis olduğu zamana rastlayıp rastlamadığını bilmiyorum. Olsa olsa ailesini duçar olduğu zaruretten kurtarmak maksadı ile yapılmıştır.
Başkan -Başka gazeteciler de hapse girdi, onlara da yardım yapıldı mı?
Sanık Adnan Menderes - Talep etmediler.
Başkan  - Talebe ne lüzum var? Gazeteler acıklı bir şekilde yazdılar, aileleri gitti, cezaevi önlerinde fotoğraflar çekildi. Bu acıklı ve teessür verici durum en alakadar olmayan kimselere bile ulaşmıştır. Onlara da el uzattınız mı?
Sanık Adnan Menderes - Müsaade ederseniz arz edeyim: Bunlar benim şahsıma vaki, Başvekil sıfatı ile açtığım davalar dolayısiyle mahkumiyete maruz kalıp da vazgeçiniz bu davalarınızdan diye müracaat etmeleri halinde hiç birini red etmedim, derhal sarfınazar ettim. İkincisi, şayet bu sebepten dolayı bir zarurete maruz kalmış olduklarını ifade edip müracaat etmiş olsalardı, bu zaruretlerini de gidermek için mutlaka kendilerine yardım etmekten geri kalmazdım.
Başkan  - Şahsi davalardan dolayı, veya amme davalarından dolayı da mahkum olanlar var. Yazı İşleri Müdürleri patron olmadıklarına göre mahkum oldukları takdirde çocuklarının nafakalarını teminle mükellef olan kimseler var. Bunlar da bilhassa yardıma muhtaç insanlardır. Bu yardım onlara da yapıldı mı? Umumiyetle yüzde yüz demiyorum; ekseriyet böyle olması icabeder. Bu, bu suretle izah edildi mi?
Sanık Adnan Menderes - Bir talep karşısında bulunmadım.
Başkan  - Buyurun
Başsavcı - 1958 senesinde Necip Fazıl Kısakürek hangi suçtan dolayı acaba hapse girmiştir?
Şahit Necip Fazıl Kısakürek - 1957 senesinde Fuat Köprülü’ye hakaretten.


 Kitapta çok daha ilginç ayrıntılar var. Menderes'in gözünde Necip Fazıl'ın pozisyonu bakın nasıl: 
Başkan - Necip Fazıl’a verilen 147.500 lira fazla değil mi?
Sanık Adnan Menderes - Zannediyorum ki, Reis Beyefendi; bu uzun bir müddet içine yayılmış olan tediye olacaktır. Müsteşar daha iyi bilecek, ondan sorulması...
Başkan - Necip Fazıl“ın yazılarının umumi istikameti memlekete yararlı mı olmuştur?
Sanık Adnan Menderes - Müsaade buyurursanız Reis Beyefendi onun yazılarının memlekete yararlı olmaktan ayrıldığını gördüğümüz zaman münasebeti kestik. Uzun zaman münasebeti kesiyoruz, tekrar geliyor, düzelteceğim, doğruya gideceğim diyor, münasebeti tekrar tesis ediyoruz. Bir iki cümle daha ilave edeyim mi, müsaade buyurursanız? Her çeşit neşriyatta muvazene temin etmek için terviç etmekte politik fayda mülahaza edilebilir. Onun da okuyucusu vardır.
Başkan - Amma, okuyucuyu beslemek, seviyesini yükseltmek, umumi istikamete tevcih etmek lazım değil mi?
Sanık Adnan Menderes - Faydalı yazıları olduğu gibi zararlı ve ölçüsüzleri de olabilir..
 

Meraklılar halen Ergenekon Davası nedeniyle Silivri cezaevinde olan Tuncay Özkan'ın kitabını internet ortamında dahi bulabilir.

Bu arada söz Necip Fazıl'dan açılınca, onun "İdeolocya"sı ile ilgili Taner Timur'un oldukça çarpıcı analizinden de söz etmek lazım.
Necip Fazıl Kısakürek siyasi kavgasına İkinci Savaş sırasında, 1943’te yayın hayatına giren Büyük Doğu dergisiyle başlamış ve esas olarak da Menderes döneminde etkili bir siyaset figürü olarak ortaya çıkmıştır. Bu yıllarda kendisini Menderes’e yol göstermek isteyen, onu belli bir politikayı uygulamaya kışkırtan bir yazar olarak görüyoruz. Kısakürek Büyük Doğu’daki yazılarında tek parti dönemi hakkında son derece sert bir lisan kullanmış ve zulüm, delalet ve şekavet örgütü olarak gördüğü CHP’nin kapatılmasına çalışmıştır. Özellikle CHP’nin mallarının devlete iadesi konusundaki yasa tasarısını fırsat bilen yazarın bu isteğini açıkça ve kabaca dile getirdiğini görüyoruz. Bu tarihlerde kaleme aldığı bir başyazısında, yazar, D.P.’ye seslenerek, “Eğer Türk milletinin hudutsuz itimadını kazanmak istiyor ve ‘nâr’dan gelen münevverleri değil ‘nûr’dan gelen münevverleri kendine bağlamak istiyorsan, diyordu, gebert Halk Partisi isimli sıçanı!” Kısakürek’e göre millet zaten DP’yi bir “ihtilal” yapması ve CHP’yi kapatması için iktidara getirmişti.

Kısacık bir parçasını alıntıladığım Taner Timur'un yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder