21 Mayıs 2013 Salı

Taraf Demirören iddilarını sürdürüyor!

Taraf, Demirören Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören’in cinayetle suçlanmasıyla ilgili yayınına devam ediyor.

Ancak bu sefer gazetecilik açısından Taraf'ın pek yapmadığı bir şey de yapılmış durumda. Taraf'ın haberinde Erdoğan Demirören'in verdiği yanıt da yer aldı.

Daha önce yayınladığı haberlerde itham edilen, suçlanan kişilerin yanıtlarını yayınlamadığı için eleştirilen Taraf gazetesi bu kez Demirören'in tek cümlelik açıklamasına ve avukatlarının sözlerine haberde yer verdi. 


İŞTE DEMİRÖREN HABERİNDE İKİNCİ PERDE

28 Ocak 1982 tarihinde MİT’in, Genelkurmay’a Arşimidis cinayetiyle ilgili gönderdiği rapor bir süre sonra kayboldu. Taraf, müsteşar Burhanettin Bigalı imzalı bu rapora ulaştı


Taraf, Demirören Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören’in cinayetle suçlanmasıyla ilgili yeni bilgi ve belgelere ulaştı. MİT’te kaybolan dosyanın yanı sıra Arşimidis olayının tüm belgeleri, öldürülen iş adamı Yorgi Papadopulos’un varislerinin yakınları tarafından dün Taraf ’a getirildi. Belgeler Taraf ’a geç saatlerde ulaştığı için, kaybolan MİT raporunun küçük bir bölümünü bugün sizlerle paylaşacağız.

Taraf’ın Erdoğan Demirören’le ilgili dünkü haberi kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Taraf ’ın elde ettiği Genelkurmay Başkanlığı’na ait 20 Ağustos 1982 tarihli belgeye göre, Erdoğan Demirören’in, Arşimidis Şirketi’nin mallarının haksız yere ele geçirilmesinde ve tuğla fabrikatörü kayınbiraderinin ölümünde parmağı olduğu iddia edilmişti. Her iki şirket sahibinin şüpheli ölümlerinin ardından, Erdoğan Demirören bu şirketlerin tüm mal varlıklarına el koymuştu.

Skandal olay, o dönem Genelkurmay Başkanlığı’na iki kez ihbar mektubuyla bildirilmişti. Gelen bilgilerin ardından konu önce MİT’e, ardından 1. Ordu Komutanlığı’na değişik aralıklarla dört kez sorulmuştu. Her iki kurumdan gelen cevap yazılarında iddiaların yalan olmadığı belirtilmişti.

Konunun incelenmesi için Başbakanlığa gönderilen iki sayfalık yazı ve ekleri ise Semra Özal tarafından Başbakanlık masasından alınıp Demirören ailesine ulaştırılmıştı.

Taraf, bu cinayetlerin ve iddiaların izini sürerken Genelkurmay Başkanlığı’ndan da konuyla ilgili bilgi istemişti. Genelkurmay Başkanlığı, Taraf ’a gönderdiği resmî yazıda bilgi ve belge veremeyeceklerini ancak kayıtlarına göre Beyoğlu Savcılığı’nda 1982’den beri soruşturmanın sürdüğünü söylemişti.

Kayıp raporu bulduk

Taraf, Genelkurmay’ın açıklamadığı, MİT’te kaybolan 28 Ocak 1982 tarihli o dosyaya ulaştı. Aşağıda MİT raporundaki Arşimidis’le ilgili bilgilerin bir bölümünü okuyacaksınız. Arşimidis raporunun bir bölümünü sizlerle paylaşıyoruz çünkü belgeler Taraf ’a geç saatlerde geldi ve MİT raporunda kişilerin özel hayatlarıyla ilgili de bilgiler var. Bu bilgiler de konumuzla ilgili olmadığı için yayımlamıyoruz.

MİT’te kaybolan 11 sayfalık raporun özeti şöyle:

Dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Korgeneral Burhanettin Bigalı, 28 Ocak 1982 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığı’na Arşimidis Şirketi’yle ilgili istemiş oldukları inceleme sonucunu üst yazıyla gönderiyor. Şirket çalışanları, ortaklı yapısı dahil tüm bilgiler ayrıntılı bir şekilde raporda yer alıyor. Erdoğan Demirören’le ilgili de istihbarat notu rapora konmuş.

Raporda şirket ve ilgili kişilerin faaliyetleri, kişisel menfaatlere dayalı döviz kaçakçılığının yanı sıra Arşimidis şirketinin geçirdiği mali yapı tüm ayrıntılarıyla yer almış. Şirketin kurulduğu 6 Mart 1939 yılından, Erdoğan Demirören’e geçtiği yıla kadar tüm mali tablo, hisse durumları ilk üç sayfada anlatılmış.

Yorgi’nin nerede ne zaman öldüğü belli değil

Ardından raporda kişilerle ilgili bilgilere yer verilmiş. Raporda konu edilen ilk kişi İsviçre’de ölen şirket sahibi Yorgi Papadopulos. MİT’in raporuna göre ölüm tarihi 12 Aralık 1967 İsviçre. O dönem gazetelere yansıyan bilgilere göre de Papadopulos Cenevre’de ölmüş, Ancak Taraf ’ın elindeki dosyada Yunanistan Başkonsolosluğu’nun Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği bir yazı daha var. Burada ise ölüm tarihi 4 Aralık 1967 Atina olarak görünüyor. Bu da bu belgelerden birinin ya da her ikisinin sahte olarak düzenlendiğini, ölümün kapatılmaya çalışıldığını ortaya koyuyor. Ayrıca MİT’in Arşimidis Olayı başlıklı istihbarat notunda dikkat çeken bir ayrıntı da Papadopulos’un mezarının olmadığının vurgulanması. Tüm bu ayrıntılardan kendisini öldüren kişi ya da kişilerin sahte ölüm belgeleri düzenlediği gibi bir şüphe doğuyor.

Raporda tüm mâli işlemler var

Bu ayrıntıların ardından tekrar MİT raporuna dönersek, raporda Arşimidis şirketi ve sahibinin ölümüne kadar yaşanan tüm mâli işlemler, Erdoğan Demirören ve ortağı Necdet Çobanlı’nın şirkete el koymak için yaptıkları işler, sahte evrak düzenleyerek İşviçre’de şirkete el koymaları gibi ayrıntılı bilgiler yer alıyor.

Yorgi Papadopulos’un ardından Feridun Necdet Çobanlı’yla ilgili bilgilere yer vermiş MİT. Çobanlı’nın kısa hayat hikâyesinden sonra Arşimidis şirketinin diğer ortaklarına şantaj yaparak hisselerini kendi üzerine aldığı bilgisine de yer verilmiş. Necdet Çobanlı ve Erdoğan Demirören arasında husumet başladığına da yer verilen raporda, Çobanlı’nın 1977 yılında Arşimidis hisselerinin tamamını Erdoğan Demirören’e sattığı da belirtiliyor.

MİT raporunda Çobanlı’nın ardından Erdoğan Demirören’le ilgili kişisel ve mali bilgilere yer veriliyor. Ardından da Arşimidis dosyasıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’na ilk ihbar mektubunu gönderen İnayet Esen’in portresi raporda yer alıyor.

MİT’in Arşimidis İstihbarat raporu

MİT, Arşimidis Başlıklı üç sayfalık raporunda ise ilginç bilgiler veriyor. (Bu rapordaki özel hayatla ilgili kısımlar çıkartıldı)

“ARŞİMİDİS Şirketi, Yorgo PAPADOPULOS adlı Rum asıllı bir Türk vatandaşı tarafından kurulmuştur. Özellikle OTOMOTİV Sanayinde etkili olan bu kuruluş Oto Light bujilerinin patenti gibi birçok yabancı şirket ile önemli anlaşmalar yapmış mal varlığını yükseltmiştir. Bu şirketin ortakları ve ilişki kurduğu kişilerin çoğunluğu Rum, Ermeni ve Yahudi asıllı kişilerdir. Diğer Türk asıllı gözüken ortak ve ilgililerinde aynı azınlıklar ile kan bağları yada duygusal bağları olduğu sanılmaktadır. Konuyla ilgili anılan kişiler ve bazı olaylar hakkında derlenebilen özel bilgiler şunlardır.

1. Yorgi PAPADOPULOS: Rum asıllı ve Ermenilerle çok samimi olduğu, şirketteki hisselerini kendi isteği ile devretmediği, bu hisselerin hile ile gasp edildiği, şüpheli ölüm olayının bu gasp olayı ile ilgili olabileceği sanılmaktadır. Mezarı yoktur.

2. Afradifi PAPADOPULOS: Eşi Yorgi PAPADOPULOS’ tan önce öldüğü iddia edilmekle birlikte nerede ve ne zaman öldüğü belli değildir. Büyük bir olasılıkla yaşamaktadır (Ölüm olayının zamanı şirketteki hisselerin miras yolu ile devri nedeniyle önemlidir)

3. Av. Necdet Çobanlı: Bu olaylarda en önemli kişidir. (MİT istihbarat notunun bu bölümünde Çobanlı’nın özel hayatına geniş yer verilmiş. Konuyla ilgili olmadığı için bu bölümü yayımlamıyoruz.)

ÖZET:

ARŞİMİDİS Şirketinin gaspı, Yurtdışında ve içinde kaçakçılık, Yurtdışında ve içinde oluşturduğu maddi güçle ermeni militanlarına yardım etme olayları ile ilgilidir. Eşi ile birlikte kaçakçılık suçundan Yurda dön çağrısı yapılmış, Yurda dönmüş fakat yargıyı rüşvetle kandırarak tekrar çıkmıştır.

MGK bu yazıhanede kuruldu

4. Av. Erdoğan DEMİRÖREN: Avukat Necdet ÇOBANLI’nın yardımcısı ve suç ortağıdır. Özellikle ÇAMGAZ şirketi sahibi Metin ÇAM’ın ve Tuğla Fabrikatörü olan kayınbiraderinin ölüm olayları ile ilgilidir. Ölüm olayları sonrası bu şirketleri ele geçirmiştir. ARŞİMİDİŞ Şirketinin gaspı olayında görev almıştır. Bu sonuçtan mağdur olan varislerin ‘Sizi Milli Güvenlik Konseyine şikayet ederiz’ demeleri üzerine ‘Hiç önemli değil zaten Milli Güvenlik Konseyi bu yazıhanede kuruldu’ demiştir. Ayrıca bu sözcükleri çok sık olarak değişik kişilere de söylemektedir.

5. Avukat Şükran ERGİN: Olaylardan haberdar ve suç ortağıdır.

6. Lembo FİLİBİDİŞ: ARŞİMİDİŞ Şirketleri ortaklarından ve suçlara iştirak eden kişilerdendir.

7. Hüseyin Yersuvat : Erdoğan Demirören’in de avukatlığını yapmaktadır. Olaylarla yüksek derecedeki kişilerle kurulan kontratlarla ilgilidir. Sadece Yahudi asıllı kişilerin girebildiği ATLAS Mason Loca’sında 30’uncu dereceden gibi yüksek bir dereceden masondur. Yarsuvat Hukuk Bürosunun sahibidir ve Prof. Duygu Yersuvat’ın ağabeyidir.

Sonuç: Bu bilgilerin sağlığının kontrolünün, Londra Divan Oteli ve Süper Marketin Ermeni olaylarıyla ilgisinin, Bu kişilerin üst yönetimlerle ilgisinin incelenmesinde büyük yarar olduğu düşünülmektedir.

NOT: Bu olayların hukuki detayları hakkında Danışma Meclis Üyesi Sayın Prof. Şener Akyol’unda çalışması olduğu sanılmaktadır.”


Beyoğlu’ndaki dosya da ortadan kayboldu

GENELKURMAY Başkanlığı, Taraf ’a gönderdiği “Arşimidis dosyası ve cinayetlerle ilgili” adlı resmî yazıda “Kayıtlarımızda, konu ile ilgili Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturma yürütüldüğü bilgisi bulunmaktadır” demişti. Taraf, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’ndaki dosyanın da izini sürdü. Elde ettiğimiz bilgilere göre, dosyanın hazırlık soruşturma numarası 1984/1101. Bu dosya, Beyoğlu’ndan Sultanahmet Adliyesi’ne gönderilmiş. Tıpkı MİT’te olduğu gibi bu dosya da 1991 ya da 1992 yılında ortadan kaybolmuş.


Demirören: Palavra, palavra

DEMİRÖREN Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören, haber hakkında The Wall Street Journal Türkiye’ye konuştu ve “Bunlar palavra. Palavracılara söyleyecek, verecek cevabım yok” dedi. Dün öğleden sonra ise Erdoğan Demirören’in avukatı Cemalettin Mutlu, müvekkili hakkındaki iddiaları yalanladı. Mutlu, yaptığı yazılı açıklamada, Demirören, hayatının hiçbir döneminde böyle bir soruşturmaya muhatap olmamıştır” dedi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı, Taraf’a gönderdiği resmî yazıda Beyoğlu Savcılığı’nın konu hakkında bir soruşturma yürüttüğünü söylemişti. Avukat Mutlu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Türk iş dünyasında yarım yüzyılı aşkın süredir saygın bir yere ve isme sahip Erdoğan Demirören’i haberde öne sürüldüğü gibi cinayetle suçlamak, akıl ve izandan yoksun, büyük bir vicdansızlık ve sorumsuzluktur. Demirören, hayatının hiçbir döneminde böyle bir soruşturmaya muhatap olmamıştır. Sayın Erdoğan Demirören’in verilmeyecek hiçbir hesabı yoktur.”


Halkalı’da kim yakıldı

DÜNKÜ haberimizde Arşimidis şirketi sahiplerinden birinin Halkalı’da yakılarak öldürüldüğünü söylemiştik. Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevket Eygi’nin de yazısından bir alıntı yapmıştık. Eygi yazısında, “Çocukluğumda ve gençliğimde İstanbul’un büyük zenginlerinden Rum asıllı bir Arşimidis vardı. Bu zat, Üzeyir Garih gibi bir cinayete kurban gitmişti. Üç saygın kişi onu öldürmüşler, cesedini Halkalı’da gözden uzak bir yerde yakmışlar ve servetinin üzerine oturmuşlardır” diye yazmıştı. Dün Taraf’a konuyla ilgili dosyayı getiren varis yakınları, bu cinayetle ilgili de bizlerle bazı bilgi ve belge paylaşıp, MİT raporunda yer alan bir paragrafa dikkat çektiler. MİT raporunda Afroditi Papadopulos’la ilgili şu bilgilere yer verilmişti: “Eşi Yorgi PAPADOPULOS’ tan önce öldüğü iddia edilmekle birlikte nerede ve ne zaman öldüğü belli değildir. Büyük bir olasılıkla yaşamaktadır (Ölüm olayının zamanı şirketteki hisselerin miras yolu ile devri nedeniyle önemlidir)”

Halkalı’da yakılarak öldürülen kişinin eş Afroditi Papadopulos olduğunu iddia eden Arşimidis şirketinin varis yakınları, Afroditi’nin kimlik bilgilerini ve Atina’ya gitmiş gibi gösterilen sahte pasaport ve yurt dışı kayıtlarını da bizlerle paylaştılar. Varis yakınları ayrıca, kamuoyuna ve basına da Afroditi’nin Yunanistan’a gittiği yalan bilgisinin sızdırıldığını aktardılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder