"Birgün kadrim bilinirse
İsmim ağza alınırsa
Yerim soran bulunursa
Benim meskenim dağlardır"
İsmim ağza alınırsa
Yerim soran bulunursa
Benim meskenim dağlardır"
Dağlar isimli şiirinde kendisi için böyle yazıyordu Sabahattin Ali. Gerçekten de meskeni dağlar oldu. Öldürüldü. Her ne kadar cinayetin faili bulunup, yargılanıp, mahkumiyet aldıysa da; kolektif bilinçte faili meçhul olarak kaldı.
Mayıs ayında Zaman gazetesinde çıkan bir haber Sabahattin Ali cinayeti ile ilgili farklı bir iddiayı ortaya attıysa da, ne yazık ki kimse konunun üzerine gitmedi. Belki yoğun siyasi gündem buna izin vermedi. Ancak görünen o ki bu iddia da Sabahattin Ali cinayetindeki pek çok iddia gibi sönüp gidecek.
Sabahattin Ali cinayetinin gerçek sorumlularının bulunmasını talep etmek, sadece siyasi bir tavır olmamalı. Yalnızca usta bir edebiyatçı değildi öldürülen. Muhalif bir gazeteci cinayetin üzeri de örtülmüştü... Bunların hepsinin çözülmesi anlamına gelecek Sabahattin Ali'nin katledilmesinin emrini verenleri tespit etmek. Sadece bir faili meçhulün ortaya çıkması değil, gazeteci cinayetlerinin hiç birinin failinin meçhul kalmaması yönünde bir adım olacak belki de...