TRT Türk'te genel yayın yönetmeni Ümit Sezgin'in ayrılığının ardından boşalan koltuğa, Star gazetesi yazarı Nasuhi Güngör oturmak
üzere. Kendisi mesela Twitter'da "henüz olan bir şey yok" diyerek reddiyor ama TRT'nin içinden kaynaklar daha önce Milli Gazete, Yeni Şafak ve son
olarak da Star gazetesinde muhabirlik, editörlük, temsilcilik ve yazarlık gibi görevler üstlenen Nasuhi Güngör ile TRT Genel Müdürü'nün el
sıkışıp anlaştığını söylüyor.
YENİ DÜNYA DÜZENİNİN AK PARTİ'YE ETKİSİ
2001 yılında, yani AK Parti daha iktidar olmadan önce, parti kurucularının Milli Görüş çizgisinden koptukları sırada kaleme alınan kitap Anka Yayınları tarafından basıldı.
Yayınevi kitabın tanıtımını “Kitap Yenilikçi Hareket için “Yeni Dünya Düzeni” ekseninde bir değerlendirmenin gerekliliği vurgulanıyor ve Yenilikçiler mercek altına alınıyor” cümleleriyle yapmıştı.
KİTABI YALÇIN KÜÇÜK'Ü ZİYARET EDİP YAZMIŞ
Kitabın kapağındaki "haç"a dikkat! |
“Şimdi Star'da yazan Nasuhi Güngör'ün “Yenilikçi Hareket” kitabı mükemmeldi. O sıralar bana çok gelirdi, heyecanını hatırlıyorum; Güngör, bu partinin kuruluşunda Israel elini netlikle gösteriyor.”
NUMAN KURTULMUŞ KİTABI SAADET PARTİSİ'NDE DAĞITMIŞTI
Kitapla ilgili bir başka çarpıcı ayrıntı da, kısa süre önce AK Parti'ye katılan Numan Kurtulmuş'un, Saadet Patisi İstanbul İl Başkanı iken “Yenilikçi Hareket” kitabını parti teşkilatlara bedava dağıtması.
SİYONİSTLERİN YÖNLENDİRDİĞİ TAYYİP ERDOĞAN
Peki bu kitabı bu kadar ilginç kılan unsur ne? Kitap bir Milli Gazete yazarının da özetlediği gibi “AK Parti'nin bir proje olduğunu ve Tayyip Erdoğan'ın Siyonist kuruluşlarca yönlendirildiğini” anlatıyordu.
Şimdi internetten kimi Ergenkon'u destekleyen, kimi Milli Görüş çizgisinde olan çeşitli sitelerden derlediğimiz Güngör'ün kitabından alıntılara bakalım:
REFAH İLÇE BAŞKANIYKEN BÜYÜKELÇİ ABRAMOWİTZ İLE GÖRÜŞTÜ
Sayfa 83: “Erdoğan henüz Refah Partisi'nin İstanbul Beyoğlu İlçe Başkanı iken dönemin ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ile görüşmeye başlamış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu dönemde de bu görüşmeler devam etmiştir.
ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ise belediye başkanı olduğu dönemde Erdoğan'ı geleceğin lideri olarak tanımlamıştı.
Ayrıca okuduğu bir şiir nedeniyle hapis yatmasının ardından Temmuz 2000'de ABD'ye giden Erdoğan, burada başta Yahudi ağırlıklı kuruluşlar ve ABD'li Yeni Muhafazakârların (neocon) düşünce kuruluşu “American Enterprise Institute” olmak üzere önemli düşünce kuruluşları ile bir araya gelmiştir.”
ÇEVİK BİR, ERDOĞAN'I YAHUDİLERLE TANIŞTIRDI
Sayfa 92: “Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, Birinci Ordu Komutanı olan Çevik Bir'le zaman zaman protokol düzeyinde bir araya geliyordu. Bir'in asıl görüşme trafiği emekli olduktan sonra başladı.”
ABD'nin önemli Yahudi kuruluşu JINSA, Çevik Bir'e, Türkiye-İsrail ilişkilerine katkılarından dolayı ödül verdi.
İşte bu ilginç isimle (Çevik Bir'le) ilgili, çarpıcı bir iddia daha vardı. Çevik Bir, cezaevinden çıkan Erdoğan'la bir araya gelmiş ve hayli sıcak bir görüşme yapmıştı. Bir'le Erdoğan'ın, 'program çakışması' yüzünden bir kere de ABD'de bir araya geldikleri iddiasını ise taraflar (Erdoğan ve Bir) sessizlikle karşıladılar. İddiaya göre, her iki isim de ABD'de Jewish Committe'nin (Yahudi komitesi) konuğu olmuştu.
ERDOĞAN'DAN İSRAİL BÜYÜKELÇİSİ'NE GARANTİ
Sayfa 97: Tayyip Erdoğan'ın 18 Temmuz 2001'de İsrail büyükelçisi David Sultan'la bir görüşme yaptığı ve Ona 'Yeni oluşacak partinin İsrail ve ABD politikalarına asla ters düşmeyeceği' yolunda garanti verdiği konuşulup yazıldı. Bu David Sultan, uzun yıllar İsrail ordusunda görev yaptıktan sonra dışişleri kadrosuna alınan azılı bir İslam düşmanıydı...
GÜL O TOPLANTI HABER YAPILINCA TEPKİ GÖSTERDİ
Sayfa 111: Yeni Şafak gazetesinde çalışırken Abdullah Gül'ün USIP'in düzenlediği toplantıya katılmasını haber yaptığında hem Gül'den, hem de danışmanı Murat Mercan'dan tepki aldığını anlatan Güngör "Yenilikçi Hareket" kitabında bu geziyi şöyle aktarıyordu:
"Bu kez adres USIP'ti. (Abdullah Gül'ün, Amerika'nın en önemli kuruluşlarından olan United States Institute of Peace (Birleşik Devletler Barış Enstitüsü) ile olan teması, ilk kez Yeni Şafak'ta benim imzamla yayınlanınca, 7 Kasım 1997'de, hem kendisinden hem de danışmanı Doç. Dr. Murat Mercan'dan olumsuz tepkiler aldım. İkisinin de tepkileri görüşmenin varlığı ile ilgili değil, görüşmenin yansıtılma biçimi üzerinde oldu.) Toplantının Abdullah Gül açısından son derece önemli bir yanı vardı. RP'li kimliğinden bağımsız olarak've partinin bilgisi olmadan katıldığı en üst düzeydeki bu temas Gül için adeta yeni bir başlangıçtı.
---------------------------------------------
Not: Bu haber bir medya sitesinde bir kaç saat kadar yayınlandı ancak her nedense bir anda yukarıdan gelen bir uyarı ile uçuverdi. İnternette bir kaç yerde daha copy-paste ile yer bulmuş kendisine ben onlardan birinden bulup aldım buraya... Ne de olsa medya kritiği yapıyoruz.
Hiç olmadık yerden bir tanıdık çıkınca "Dünya küçük" deriz ya, bu yazıyı okuyunca da benzer bir tepki vermek geldi içimden. Yani bıraktım HAS Parti girişimini, AKP'yi İsrail'in kurdurduğunu düşün, bunu yazan kitapları bedava dağıt, sonra da aynı AKP için "Allah'ın yardımıyla, milletin vicdanıyla iktidarda duruyor" diye açıklama yap!
YanıtlaSil