O dönemde sık sık medya savaşları patlak veriyordu ve taraflar birbirleri hakkında çok ağır suçlamalara yer veriyorlardı. İstanbul Bilgesi Aydın Boysan şöyle demişti; “Bunların birbirleri hakkında söyledikleri her şeye inanın, kendileri hakkında söyledikleri hiçbir şeye inanmayın.” [Haluk Şahin (2012) Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden...]
Ergun Babahan, AK Parti iktidara geldikten sonra, yazdıklarıyla kendini ispatlamak için uğraşan yazarlardan biriydi. Sabah gazetesindeki yöneticiliği sona erdikten sonra Star gazetesinde yazmaya başladı. Ardından da Gülen Cemaati'nin İngilizce gazetesi Today's Zaman'da...
Yazdığı yazılardaki imalar nedeniyle Star gazetesinin MHP'li bir grup tarafından basılmasına neden olan Babahan, Mayıs ayında Fenerbahçe-Galatasaray maçının hemen ardından attığı "Bu kupa Amerika'ya girsin" Tweet'i yüzünden köşelerinden oldu.
Her ne kadar "o kelimeyi ben yanlış yazdım" diye özür dilese de, hatta Fethullah Gülen'in “Kat’iyen kırgın değilim. Sizin incinip üzülmenizi de istemem. Sizi medyada yazılıp çizilen şeylerle değil beraber çay içtiğimiz ve iyi dilekler teatisinde bulunduğumuz bir arkadaş olarak hatırlayacağım” cümleleriyle son bulan bir mektup yazsa da Babahan köşelerine geri dönemedi.
O da pek çok gazetecinin sadece işsiz kaldığı zaman aklına geleni yapmaya karar verdi. Bir blog açtı, oradan yazmaya, fikirlerini aktarmaya başladı.
Üstelik bir twitter mesajı ile kaybettiği köşeleri için bir twitter operasyonu yaptı ve yazılarını başlatmadan önce sosyal medyaya hızlı bir şekilde geri döndü. Yetmedi yazdıklarını video olarak kaydetti ve Youtube'da paylaşmaya başladı.
Velhasıl blogundaki yazıları ile medya kulislerinin dikkatini çekmeyi başardı.
Ancak hem özensiz köşe yazılarıyla dikkat çekiyor Babahan, hem de 28 Şubat medyası olarak eleştirdiği kendisinin de içinde yer aldığı ve "tövbe" edip, Hürriyet'in 19 Aralık günahlarını yazmaya başladı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Elbette Hürriyet'i savunacak değilim. 19 Aralık "Hayata Dönüş Operasyonu" katliamı ve medyanın günahlarını iyi biliyorum. Yaşananları ve atılan manşetleri en iyi analiz eden isim de bence BirGün gazetesinden "Köşe Vuruşu" yapan Ümit Alan'dır. [Alan'ın köşesinden kimin ne manşet attığını görmek isterseniz böyle buyrun...]
Dediğim gibi Hürriyet'i ya da diğerlerini savunacak değilim. Günahları boylarını aşar... Ama Ergun Babahan blogunda yazdıkça aklıma Aydın Boysan'ın yukarıda alıntıladığım sözleri geliyor: “Bunların birbirleri hakkında söyledikleri her şeye inanın, kendileri hakkında söyledikleri hiçbir şeye inanmayın.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder