9 Ağustos 2014 Cumartesi

Ethem Sancak fikir gazetesi kurup Etyen Mahçupyan'ı başına geçirecek!

Medya kulisleri son günlerde bu haberi konuşuyor. İddiaların merkezinde Star ve Akşam gazetelerinin sahibi Ethem Sancak ile Zaman gazetesinde kendisine mobing uygulandığı için  ayrıldıktan sonra Akşam gazetesine transfer olan Etyen Mahçupyan var.

Kulislerde bir süredir konuşulan iddia aslında oldukça basit: "Ethem Sancak yeni bir gazete kurup başına Etyen Mahçupyan'ı getirecek."

ETHEM SANCAK KİMDİR?

İş adamı Ethem Sancak, İlk ve orta eğitimini Siirt'te tamamladı. Sancak üniversite eğitimini ise İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde aldı. 1976 yılında mezun olduktan sonra 1976-1978 yılları arasında gazetecilik yaptı.

68 kuşağından, Maocu, Perinçek'in liderliğini yaptığı TİKP üyesi ve Aydınlık gazetesi muhabiri olan Sancak, Hz. Muhammed'in soyundan gelme bin beş yüz kişilik Siirtli bir ailenin de reisi. Bir dönem CHP delegesi de olan Sancak, TÜSİAD içinde de aktif bir isimdi.

İlaç dağıtımı sektörünün yüzde 40'ını elinde bulunduran Hedef Alliance'ın sahibi olan Sancak'ın, tarım ve hayvancılık alanında da büyük yatırımları var.

Kendisini "Tayyip Erdoğan sevdalısı" olarak niteleyen Sancak, tarihe ve ineklere meraklı.  Star Gazetesi'nin ve Kanal 24'ün sahibi de olan Sancak, bir dönem medyadan uzaklaşmış,  "Erdoğan'ı desteklemek için medyaya girdim, bana ihtiyaç kalmadığı için de gazete ve televizyonumu sattım" diye açıklamıştı.

Sancak son olarak Sky360, 24 TV, Star gazetesi ve Akşam gazetesinin sahibi durumunda.
Ancak bu kısa cümlenin ardında pek çok tartışma ve ilginç düşünceler yatıyor.

FİKİR GAZETECİLİĞİNDEN RENKLİ MEDYAYA

Türkiye'de fikir gazetesi denilince akla gelen ilk gazete, çok uzun zamandır bu özelliğini yitirmiş olmasına rağmen Cumhuriyet'ti. 12 Eylül sonrasında Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisiyle tanışması, televizyonun renklenmesi, tüketim toplumunun hükümetin yol verdiği "prensler" sayesinde inşaası medyayı da dönüştürdü.

Eskiden "renkli gazete" diye eleştirilen gazeteler merkez medyaya hakim olurken Cumhuriyet gibi siyah beyaz, uzun yazılarla kaplı gazeteler gözden düştü. 1991 yılında Hasan Cemal ve ekibinin İlhan Selçuk ve arkadaşlarına bayrak açarak Cumhuriyet'i liberal bir çizgiye oturtma çabası da bu dönemin ilginç olaylarından biriydi.

LIGHT CUMHURİYET SENDROMU

Ancak belli ki medya dünyasına yatırım yapan isimlerin aklında her daim "fikir"leri ile anılan, renkli fotoğrafları, slogan başlıkları ve bulmacaları dışında ürettiği düşünceler ile adından söz ettiren gazeteler kurmak düşüncesi vardı.

İzmir'den İstanbul'a gelip ucuz, renkli, erotik duygulara hitap eden bol resimli, bir gazete çıkaran ve bunu okura kabul ettirip en çok satan gazete haline getirmeyi başaran Dinç Bilgin bile bu fikre bir şekilde ikna olmuştu.

Cumhuriyet'ten ayrılan Hasan Cemal'in ikinci adamı Okay Gönensin Sabah tesislerinde, "Light Cumhuriyet" diye anılan bir gazete çıkartacaktı. 1994 yılında yayımlanmaya başlayan gazetenin adı da yeni dönem ile örtüşüyordu: Yeni Yüzıl.

İSMİ DIŞINDA RADİKAL OLMAYAN BİR GAZETE

Yeni Yüzyıl projesi Babıali'den İkitelli'ye taşınmış olan Türk medyasını çok etkiledi ve Dinç Bilgin'in en büyük rakibi Aydın Doğan hemen hazırlıklara başladı. Fikir gazeteciliği yapılacaksa Doğan Grubu bu alanda en iyisini yapar diyen Mehmet Y. Yılmaz, yanına İsmet Berkan'ı da alarak yeni bir gazete çıkarmak için kolları sıvadı: Radikal.

İsmi dışında hiç bir "radikal"liği olmayan gazete Yeni Yüzyıl'ın ardından piyasaya çıkınca önce fiyat kırarak tutunmaya çalıştı. Ancak en büyük şansı, piyasaya çıktıktan 1,5 ay kadar sonra  devletin tüm kirlerini gözler önüne seren Susurluk kazasının meydana gelmesiydi. Bu dönemde entelektüel birikimi ile değil "habercilik" ile okurların gözüne girdi Radikal.

Doğan Grubu basım tesislerine yaptığı yatırımın karşılığını alabilmek için sosyal demokrat/liberal okura seslenen Radikal'in yanına bir de İslamcı/muhafazakar okur için Yeni Ufuk isimli bir gazete daha çıkardı. Tüm bu gazetelerin amacı okura entelektüel bir fikir ortamı sunabilmekti.

GAZETEDEN DAHA ÇOK SATAN EK

Gazetelerin hedeflediği bu amaca ulaşamadığı satış rakamlarından belli oluyordu ancak ilginçtir bir dergi formatında çıkan Radikal'in pazar eki Radikal 2 hepsinden daha çok ilgi çekti. Akademisyenlerden gazetecilere, entelektüellerden siyasetçilere pek çok kişi için hem gündeme dair söz söyleme hem de demokratik bir tartışma ortamı sağlayan Tuğrul Eryılmaz yönetimindeki Radikal 2, doğrusu ya Radikal'in kendisinden daha çok satıyordu.

ÖLÜMÜNE YÜRÜYEN FİKİR GAZETECİLİĞİ

Yeni Yüzyıl ölü doğmamıştı gerçi ama uzun yaşamadı. Dinç Bilgin medyadan çekilince 1998 yılında Korkmaz Yiğit'e satıldı. Yiğit'in Mafyatik ilişkileri ortaya çıkınca 11 Haziran 1999 tarihinde Tadilat Nedeniyle Kapalıyız adlı başlıkla son sayısı yayımlandı. 2000 yılında aynı ekiple yerine kurulan Yeni Bin yıl ise 1 yıl bile yaşamadı Ocak 2001'de kapandı.

Yeni Ufuk gazetesinin macerası da çok uzun sürmezken, Radikal uzun süre direnir. Önce Referans gazetesi ile birleşir, boyutu küçülür. Son olarak da 2014 yılında kağıda veda ederek bir internet gazetesine dönüşür.

Görünen o ki Türkiye'de okur, fikir gazeteciliğine çok da ilgi duymamaktadır. Ya da fikir gazeteciliği diye yapılanlarda bir yanlışlık vardır.

Ama gazete patronlarının gözünde fikir gazetecilği kavramı değerini hiç kaybetmez.

AÇIK GÖRÜŞ'TEN YENİ GAZETEYE

Star gazetesinin eki Açık Görüş de biraz bu düşünceyle çıkarılmış bir ek. Özellile İslami çevrelerden entelektüellerin fikir tartışması yapabileceği, konuların derinlikli yazılıp, çarpıştırılacağı bir ortam olsun diye çıkıyor. Bir diğer amacı da gazeteye yazar devşirmek.

İşte Açık Görüş ekinden devşirilecek yazarlar, bundan böyle Etyen Mahçupyan'ın genel yayın yönetmeni olduğu gazetede yazacaklar. Kulislerde konuşulanlara göre, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, proje hayata geçirilecek ve sonbaharda okurla buluşacak.

Aslen kimya mühendisi olan ancak 1997'de Radikal Gazetesi'nde köşe yazarı olarak çalışmaya başlayan Mahçupyan, 2000'de Radikal gazetesinden ayrılıp bir süre Yeni Binyıl gazetesinde yazmıştı. Ardından Mayıs 2001'de Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığına geçti. 2007'de Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından bu gazetedeki sürekli yazılarını sonlandırmış ve Agos gazetesinin genel yayın yönetmenliğini üstlenmişti. Bu görevini 2010 Kasım'da bırakmış, Mayıs 2014'te ise Zaman gazetesinden ayrılmıştı. Halen Akşam gazetesinde yazan Mahçupyan tüm bu tecrübesini yeni patronunu kendisini başına getirdiği gazetede bakalım nasıl gösterecek.

FARKLI GÖRÜŞLERE İZİN VERİLECEK Mİ?

Zaman zaman gazete yazarlarınını gazete yönetiminden farklı düşündüğü için köşelerinden olduğu da düşünülürse, entelektüel birikimi dolayısıyla alınan ve fikirlerin çarpıştırılması için köşe verilen yazarlar yeni gazetede farklı fikirleri nasıl dile getirecek sorusu da akıllara takılıyor. Bu durumun son örneklerinden biri de Mustafa Akyol'du. Halen İnternethaber'de yazan Akyol'un Star gazetesindeki köşesine farklı görüşleri nedeniyle geçtiğimiz aylarda son verilmişti.
  
Ayrıca yukarıda da söz ettiğimiz gibi "fikir gazeteciliği ile Türkiye'de bir gazete ne kadar satar ?" sorusunun yanıtı çok da olumlu değil. Bakalım Sancak ve Mahçupyan bu olumsuz genellemeyi kırabilecek mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder