23 Aralık 2013 Pazartesi

Melek kanatlı Yılmaz Özdil'den Yozdil'li itiraf...

Yılmaz Özdil, medyada kendi konumunu taş üstüne taş koyarak inşa eden isimlerden biri.

Kısa ve eksiltili cümlelerden meydana gelen yazıları, zaman zaman alt alta yazılmış yıllar, zaman zaman iki cümlelik bir yazı, kimileyin eski yazıları yeniden köşeye taşımak gibi yöntemler ile adından sıkça bahsettirmiyor Özdil. Kolay okunan, basit, eleştiri dozu yüksek, laf oyunlarıyla süslü tarzı zaten kendi okuyucu kitlesini yarattı. Tek yaptığı bir takım yenilikler ile o kitleyi elde tutmaya çalışmak.

Tabi bu basit yazılmış, laf oyunlu yazılar alttan alta ırkçı, nefret söylemini körükleyen özellikler de içeriyor. Üstelik iktidara karşı hiç bir yaratıcı öneri getirmeyen, muhalefeti sadece küfür ve laf cambazlığına indirgeyen, okurunu "benim edemediğim küfürleri etmiş, benim söyleyemeyeceğim hakaretleri bak nasıl da yazmış" noktasına getiren bu yazıların en çok "muhalefet edermiş gibi göründüğü" AK Parti'nin işine geldiği de bir başka realite.

Neyse Özdil hakkında bu kadar cümle kurma gerekçemi söyleyeyim de yazıyı boş yere uzatmayayım. 10 gün önce (13 Aralık 2013) bir yazı kaleme aldı Özdil.  Nazar etme ne olur küfret senin de olur  başlıklı yazısında, Türkiye’de örnek tavırlar sergileyen bir insanın örnek alınmayacağını, doğrunun küçümsendiğini, yanlışın yüceltildiğini ileri sürdü.

Yazıyı okuduğu zaman hak vermemek, örneklerine katılmamak pek mümkün değil.

Ancak ilginç bir ayrıntı var ki, atasözlerine girmiş "Merdi Kıpti, şecaat arz ederken sirkatin söyler" hesabı (bu atasözünü kullanınca biz de nefret söylemini pekiştirmiş olduk ama neylersin...) bir ayrıntıya işaret ediyor Özdil.
"Sayın ahalimizden en çok esemes alan, gelin oldu, damadı uyuşturucu komasından ölü buldular, tabuta Türk bayrağı sardılar, kaynana Semra’yı şehit anası ilan ettiler, televizyonlarımız cenaze namazından 80 saat filan canlı yayın yaptı. Hiç unutmam, o sırada atv Haber’i yönetiyordum, beş bin dolar vereyim tabutun önüne kamera takayım dedim, prensipte anlaştık, parada anlaşamadık."

Özdil'in kendi günahını arada kaynatmasına değil eleştirim. Kendisinin de içinde bulunduğu, hatta yöneticilik gibi tepe noktalarında yer aldığı bir yapıyı eleştiriken üzerine pislik bulaşmamış gibi mağrur duruşunu eleştiriyorum ben.

Mizahi bir dille "hiç unutmam, o sırada atv Haber'i yönetiyorum..." diyerek anlattığı bu anısı tam da eleştiriyormuş gibi yaptığı yanlışın yüceltildiği durumlara örnek.
"Recep İvedik.Öküzün önde gideni.Gişe rekortmeni." 
Böyle diyor Özdil. Kendisi de mail adresini alırken denk geldiği gibi YOZDİL'li bir tavır sergiliyor ama tıpkı İvedik'in gişe rekortmeni olması  gibi en çok okunan yazar oluyor.

Kusura bakmasın kimse ama photoshopla melek kanadı takarak kimse melek olmuyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder